drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
OKUL FOBÄ°SÄ°
ÇOCUKDA OKUL FOBİSİ
      Çocuklarda kuvvetli bir endiÅŸe nedeniyle okula gitmek istememe ve gitmeme durumu; okul reddi ya da okul fobisi  olarak adlandırılmaktadır. Zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden okula baÅŸlamaya hazır olan çoÄŸu çocukta, okulun ilk günlerinde aÄŸlama, okula gitmek istememe, anneden ayrılamama gibi davranışların görülmesi doÄŸal bir durumdur. Okula giden çocukların yaklaşık % 2-4’ünde okul fobisi görülmektedir.OrtaöÄŸretim çağında ki ergenlerde görülme sıklığı daha azalmakta, ancak bu dönemde görülen okul fobisinin tedavisi güçleÅŸmektedir.

Okula yeni baÅŸlayan çocuk, küçük ve zayıf olduÄŸunun bilincindedir. Çevresinde olan olayların çoÄŸunda kendini yetersiz hisseder.Bu durum küçük çocuÄŸun genelde dış dünyadan korkmasına ve paniklemesine yol açar. Okul çağı ile dış dünyanın kapıları açılmaya baÅŸlar ve çocuk kendini ilk kez karşılaÅŸtığı ve bilmediÄŸi bir ortamda bulur. Çocuk  aile içi güveni ve kurulu düzeni kaybedeceÄŸi endiÅŸesine kapılmış olur. Kimi çocuklarda ise okulun ilk günlerinde görülen bu durum uzar,  okula gitmek istememe  tepkilerine; ÅŸiddetli baÅŸ aÄŸrıları, ÅŸiddetli karın aÄŸrıları, mide bulantıları, renkte  solukluk ve kilo kaybı eÅŸlik edebilir.

Okulun ilk günlerinde görülen bu korkunun kaynağı genelde anneden ayrılma kaygısıdır. Okula gittiÄŸi zaman anne-babasına bir ÅŸey olacağından ,onların başına bir ÅŸey geleceÄŸinden, hastalanacaklarından, öleceklerinden korkmakta ya da çocuk, ebeveynlerinin kendisini terk edeceklerini düÅŸünmektedir.Bunun yanısıra, çocuÄŸuna aşırı bağımlı olan anne-babalar da, çocuklarına okulda bir ÅŸey olacağı kaygısı  yaÅŸarlar. Ebeveynin korku ve endiÅŸesi aynen çocuÄŸa yansır. Bu durum ,çocuÄŸun bağımlı bir kiÅŸilik özelliÄŸi kazanmasına yol açabilir.

            Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk deÄŸil, annedir. Anne,bilinç altında çocuÄŸun kendisinden ayrılıp, okula baÅŸlamasını istemez ve bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuÄŸa aktarır. Annenin çocuÄŸa, o okula baÅŸladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceÄŸini, bunu yaparken onu çok özleyeceÄŸini anlatması,  çocukta anneyi yalnız bıraktığı için  suçluluk duyguları oluÅŸmasına neden olabilir ve  çocuk okula gitmek istemeyebilir.

Okul korkusu, okula yeni baÅŸlayan çocuklarda görüldüÄŸü gibi okula devam eden çocuklarda da görülebilir.Bazı çocuklar, zorlamalara dayanamayıp okula gitmek üzere yola çıksa da, yarı yoldan geri döner, ya da sınıftan çıkar eve gelir. Çocukta, neÅŸesizlik, uykuya dalmakta güçlük , iÅŸtah kesilmesi, ödevlere karşı ilgide azalma, baÅŸ ve karın aÄŸrıları, ateÅŸ  görülebilir.O gün okula gitmeyeceÄŸini, öÄŸretmenden korktuÄŸunu ya da bir arkadaşının kendisini rahatsız ettiÄŸini söyleyebilir.

Ancak bazen okula gitmeme davranışı,çocuÄŸun inatlaÅŸması nedeniyle geliÅŸtirdiÄŸi bir davranış olabilir.Bu durumda inatlaÅŸma nedenleri üzerinde durulmalıdır.

OKUL  FOBÄ°SÄ° OLAN ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN ÖZELLÄ°KLER

 

        Bu çocukların çoÄŸu baÅŸarı kaygısı olan, uyumlu,  aşırı onay bekleyen ,aileye bağımlı çocuklardır.Okulu sevmeye baÅŸladıklarında baÅŸarılı bir öÄŸrenci olabilirler.

        Bu çocuklar genelde aile bireyleri olmadan diÄŸer kiÅŸilerle  iletiÅŸim kurmakta zorlanırlar.

        Okula giderken aÄŸlama, hastalanma ya da okula gitmeyi istememe  davranışları geliÅŸtirirler.Evde kalmasına izin verildiÄŸinde bu davranışlar birdenbire kaybolur.

        Okula gitmeme davranışı anne- babanın bilgisi dahilinde olur;okula gitmedikleri için suçluluk duymazlar. Okuldan kaçma ile karıştırılmamalıdır. Çocuklarda  çalma, yalan, cinsel bozukluk ya da saldırgan davranışlar gibi davranış bozuklukları görülmez.

        Enerji ve istek kaybı, alınganlık ve sinirli olma, iÅŸtahsızlık ve uykuda huzursuz olma, mide bulantısı,  aÄŸlama, okula gitmeye direnme gibi belirtiler gözlenebilir.

        Okula gitmekten kaçınma davranışı; çocuk okul etkinliklerine karşı pasif, içe kapanık ve utangaç davranıyorsa,  okulda ve evde daha çok nedensiz aÄŸlamaya, kavga etmeye ve dikkat çekmeye baÅŸladıysa,  sık sık hasta olan bir çocuk olmadığı halde;  baÅŸ veya karın aÄŸrısından ÅŸikayet ediyorsa,  okul fobisiyle açıklanabilir.

 

OKUL FOBÄ°SÄ°NÄ°N NEDENLERÄ°

 

       A)Aileden kaynaklanan nedenler:

Bu fobinin, kaynağı genellikle anne ya da  aileden ayrılma korkusudur.Çocuk duygusal baÄŸ kurduÄŸu kiÅŸiye bir ÅŸey olacağını düÅŸünür  ve ondan ayrı kalma korkusu yaÅŸar.

Okul fobisi olan çocukların yaÅŸamlarının daha önceki yıllarında anneleri tarafından aşırı özen içinde büyütüldükleri görülür.Ailelerin, sürekli olarak çocuklarının sevgilerini kazanma çabası içinde oldukları, tüm ihtiyaçlarını karşıladıkları ve onların hiçbir isteÄŸine set çekmedikleri, özellikle çocuklarının küçücük rahatsızlıklarıyla bile çok abartılı ilgilendikleri, psikolojik ve fiziksel olarak çocuklarına çok bağımlı oldukları  gözlenmiÅŸtir (sembiyotik-ortak yaÅŸam iliÅŸkisi ). Hatta bu tip aileler çocuklarını arkadaÅŸlarının evine bile oyun oynamak için göndermekten kaçınırlar. Sonuçta çocukta ; ailem bile dış çevreden  kaygılanıyorsa demek ki evin dışındaki yerler güvensiz yerlerdir fikri oluÅŸur.YaÅŸamın ilk yıllarında bu tür anne- çocuk iliÅŸkisi çocuÄŸun okula baÅŸladığı sırada önemli bir engel oluÅŸturur. Annelerin bu koruyucu ve kontrollü ortamından bir an olsun uzak kalmamış olan çocuÄŸun, yabancı bir çevrede ve tanımadıkları insanlarla birlikte günlerini geçirmesi, onu son derece huzursuz eder.

BoÅŸanma, anne ya da babanın baÅŸka biri ile evlenmesi, maddi sorunlardan kaynaklanan stresli bir ev yaÅŸamı,çocuÄŸun yeni bir kardeÅŸinin doÄŸması, taşınma, hastalık, yakın birinin ölümü gibi bir stres faktörlerinin olması nedeniyle okul fobisi sonradan  da oluÅŸabilmektedir.   

       B)Okula BaÄŸlı Nedenler :

            Uygun olmayan bir sınıf içi yerleÅŸtirme, özellikle  de çocuÄŸun kendini güvende hissetmediÄŸi bir yere oturtulması;sesli okuma-sınıf önünde ders anlatma-beden eÄŸitimi gibi etkinliklerden korkup, gerçekleÅŸtirmede güçlük çekmesine raÄŸmen bunları yapması için  zorlanması ;okulda ya da okul yolunda fiziksel olarak tehdit edici bir yerin ya da birilerinin olması; karmaÅŸanın ,ÅŸiddetin ve belirsizliÄŸin hüküm sürdüÄŸü olumsuz bir okul ortamı; çocuÄŸun okulda hırpalanmasına, alay edilmesine, reddedilmesine ve kavga etmesine yol açacak olumsuz yaÅŸantılar ve iletiÅŸim becerilerinde eksikliÄŸinin olması gibi nedenler fobi kaynağı olabilir.

 

 

Bursa Rehberlik ve Araştırma Merkezi

OKUL FOBÄ°SÄ° OLAN ÇOCUKLARIN ÖÄžRETMENLERÄ°NE  ÖNERÄ°LER

 

        ÇocuÄŸun okulda kaygılanmasına neden olan faktörler (akran baskısı, alay, akademik ve sosyal becerilerde baÅŸarısızlık, aile tutumları vb) tespit edilmelidir.

        ÖÄŸretmen sınıfın düzenini korkutmaya ve dayaÄŸa baÅŸvurmadan saÄŸlayabilmelidir.

        ÇocuÄŸun okulda kendini terkedilmiÅŸ ve yalnız hissetmesine yol açacak kızma, bağırma, küçük düÅŸürme, incitme  ve kıyaslama gibi davranışlardan kaçınılmalıdır.

        ÇocuÄŸun kaygısı anlayışla karşılanmalı, naz, numara yapıyorsun gibi sözler söylenmemelidir. Çünkü çocuk gerçekten kaygı duymaktadır.

        Okulda; çocuÄŸun ilgisini çekecek  sınıf içi aktiviteler çoÄŸaltılmalıdır.

        ÇocuÄŸu sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlamaktan kaçınılmalı, baÅŸlangıçta kolaylıkla üstesinden gelebileceÄŸi görevleri alması için yüreklendirilmelidir.

        ÖÄŸretmenin tepkileri, çocuk için ÅŸaşırtıcı olmamalıdır. ÇocuÄŸa karşı esnek,  hoÅŸgörülü ve tutarlı  olunmalıdır.

        YapabileceÄŸi sorumluluklar ve görevler verilmeli, akranlarıyla deÄŸiÅŸik oyun ve görevler yoluyla iliÅŸkiler kurması saÄŸlanmalı, öÄŸrencide kendi kendini denetleme yeteneÄŸi ve guruba ait olma duygusu geliÅŸtirilmelidir.  

        ÇocuÄŸun eksik ve yetersiz yönlerini vurgulamak yerine, baÅŸarıları ön plana çıkarılmalıdır.

        ÖÄŸretmen, kendi iç çatışmalarını, bunalımlarını, öÄŸrencinin ailesine olan kızgınlığını öÄŸrenciye yansıtmamalıdır. Gerekirse ilgili kuruluÅŸlara yönlendirme yapmalı, uzman yardımına baÅŸvurmalıdır.

        Olumsuz aile davranışlarını tespit edip ailelere; çocuklarının güvende olduÄŸu, panik yapmamaları, aksi halde bu paniÄŸin çocuÄŸa bulaÅŸacağı  söylenmelidir.

        ÇocuÄŸun anne-babası ya da güven duyduÄŸu kiÅŸiyle okula gitmesi teÅŸvik edilmeli, gerektiÄŸinde güven duyduÄŸu yakınının; çocuÄŸun kendini rahat hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta oturması ,kademeli olarak sınıf kapısının dışında,okul kantininde,okul bahçesi gibi uzaklıklarda  durması saÄŸlanmalıdır.

        Çocuk ısrarla sınıfa girmek istemiyorsa ; ilk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine,  daha sonra sınıfa girmesi; önce bir saat, sonra yarım gün, sonra tam gün okula gitmesi saÄŸlanarak, adım adım okulla buluÅŸturulması çocuÄŸun korkusunun yok olmasına yardımcı olacaktır.

        Okula gitmeme ne kadar uzarsa,  problemin çözümü o kadar zorlaşır. ÇocuÄŸun mümkün olduÄŸu kadar çabuk ,yeniden okula devam edebilmesini saÄŸlamak gerekmektedir. Özel durumlar dışında, her rahatsız olduÄŸunda okuldan eve gönderilmemelidir.

        Özellikle bazı iÅŸlerde çocuktan yardım ve öneri isteyerek, kendini deÄŸerli ve önemli hissetmesi  saÄŸlanmalıdır.

        ÇocuÄŸun baÅŸkalarıyla tanıştırılması; bağımlılık odaklarını artıracaktır.Bu, çocuÄŸun tek kiÅŸiye olan bağımlılığını ortadan kaldırabilir.

        Geri bildirimler hemen ders sonunda verilmelidir.( “Aferin bu ders güzel durdun” ya da “ders boyunca  dikkatini veremedin, dersini yapamadın, ÅŸimdi teneffüste derslerini bitir” gibi).

        Aşırı ilgi göstermek, çocuÄŸun okul fobisi nedeniyle gösterdiÄŸi davranış biçimlerini, ilgi görmek adına devam ettirmesine neden olabilir. Dengeli davranılmalı, uygulamalar en fazla bir ay sürdürülmeli , çok aşırı ayrıcalık tanınmamalıdır.

        ÇocuÄŸa ;okulda hangi durumlarda kimden, nasıl yardım alacağı, ihtiyaçlarını nerede ve nasıl karşılayabileceÄŸi öÄŸretilmelidir.

 

 

Bursa Rehberlik ve Araştırma Merkezi

OKUL FOBÄ°SÄ° OLAN ÇOCUKLARIN AÄ°LELERE ÖNERÄ°LER

 

        ÇocuÄŸa okul açılmadan önce, okul ve öÄŸretmen tanıtılmalı, sırasında oturtulmalı, okul kuralları ve sınıf içi yaÅŸamla, arkadaÅŸ iliÅŸkileri ile ilgili bilgiler verilmeli, okul sevdirilmeli, fakat okul ve öÄŸretmen ile ilgili doÄŸru olmayan abartılı ÅŸeyler anlatılmamalıdır.

        ÇocuÄŸun, hatalı davranışlarında okul ve öÄŸretmen; caydırıcı bir unsur,  bir korkutma aracı olarak kullanılmamalı ; “Böyle yaparsan öÄŸretmenin seni sevmez”,  “seni okula almazlar”, “senin yaramazlıklarını öÄŸretmene söyleyeceÄŸim” gibi cümlelerden kaçınılmalı, bu tür yaklaşımların  çocuÄŸun okulla ilgili olumsuz düÅŸünceler geliÅŸtirmesine neden olabileceÄŸi unutulmamalıdır.

        Okul alışveriÅŸine  çocukla birlikte çıkılmalı ve satın alınan araç gereçlerin nasıl kullanacağı anlatılmalıdır.

        Ä°lk günlerde çocuÄŸun , sevdiÄŸi bir oyuncağını okula götürmesine izin verilebilir. GötüreceÄŸi oyuncak  evinin sembolüdür ve kendisini rahat hissetmesini saÄŸlayabilir.

        Okulun ilk günü bir süre okulda kalınması, çocuÄŸun kendini güvende hissetmesini saÄŸlayabilir.

        ÇocuÄŸun, ilk günlerde okulun bahçesine, sonra okul içine,  daha sonra sınıfa girmesi; önce bir saat, sonra yarım gün, sonra tam gün okula gitmesi saÄŸlanmalı,çocuk adım adım okulla buluÅŸturularak  korkusunun yok olmasına yardımcı olunmalıdır.

        Çocuk okulla birlikte  yeni düzene, baÅŸlangıçta biraz zorlanabilir. Televizyon seyretmek, arkadaÅŸlarıyla oynamak isteyebilir, ödevlerini yapmayı ihmal edebilir.Ödevlerini yapmamak ya da tam bitirmemek de okula gitmeme nedeni olabilir.Bu nedenle zamanı düzenlemesi için çocuÄŸa  yardım edilmelidir.

        Düzenli uyku uyuması saÄŸlanmalı, ödevlerini yetiÅŸtiremediÄŸi için ya da bir program izlemek istediÄŸi için uykusundan fedakarlık etmesine izin verilmemelidir.

        Okulla ve öÄŸretmeniyle yapıcı bir diyalog içinde olunmalı, çocuÄŸun okulda kaygılanmasına neden olan faktörlerin (akran baskısı , alay ,derslerde ve sosyal becerilerde baÅŸarısızlık, aile tutumları vb) tespit edilmesi ve düzeltilmesinde öÄŸretmenden ve psikolojik danışmandan yardım istenmelidir.

        ÖÄŸretmeniyle ilgili bir otorite karmaÅŸası yaratmamak için çocuÄŸun yanında öÄŸretmen eleÅŸtirilmemelidir.

        ÇocuÄŸun kendi başına halletmesi gereken durumlarda,  sorunu kendisinin çözmesine izin verilmelidir.

        ÇocuÄŸun tüm yaÅŸamı okul olmamalıdır. ArkadaÅŸlarıyla birlikte olması için fırsatlar yaratılmalı ve bir uÄŸraÅŸ edinmesi için teÅŸvik edilmelidir. Serbest zamanlarını deÄŸerlendirme etkinlikleri ve oyun becerileri kazandırılarak, küçük de olsa kendi iÅŸini kendisine  yaptırarak ; anne- babaya bağımlılık azaltılabilir.  Böylece çocuk kısa süreli de olsa, sevdiklerinden ayrı kalmayı  ve bağımsız olarak iÅŸ yapabildiÄŸi için takdir edilmeyi öÄŸrenecek, cesaretlenecektir.Özellikle  sosyal ortamlara alıştırmak, özgüven kazandırmak ve bağımlılığını azaltmak için ufak ayrılıklar yaÅŸatacak durumlar yaratılmalıdır.

        ÇocuÄŸun kaygısı anlayışla karşılanmalı, okula gitmediÄŸinde suçlamaktan kaçınılmalıdır. ”Bir ÅŸeyin yok, naz yapıyorsun, numara yapıyorsun!..” gibi sözler söylenmemelidir. Çünkü çocuk gerçekten kaygı duymaktadır.

        ÇocuÄŸa kızmak, öfkelenmek, dayak atmak sorunu daha da ağırlaÅŸtıracağından, ona bu korkunun birçok çocukta görülebileceÄŸi ve bu sıkıntılı durumun geçici olabileceÄŸi, kendisi ile aynı durumda olan baÅŸka çocukların olduÄŸu anlatılıp   güven verilmeli, çocuk cesaretlendirilmelidir.

        ÇocuÄŸa “ Beni üzersen annesiz kalırsın”, ”Bıktım artık senin annen olmayacağım” gibi sözlerle anneyi kaybetme korkusu tetiklenmemelidir.

        Her ÅŸeyden önce çocuÄŸun okuldan uzak kalmamasına önem verilmelidir. Evde kalış uzadıkça okula dönüÅŸ o ölçüde güçleÅŸir.

        Okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olması iÅŸe yarar. Anne-baba çocuÄŸa soÄŸukkanlı bir tutumla yaklaÅŸmalıdır. Anne-babadan hangisi daha kararlı ve tutarlı davranabiliyorsa çocuÄŸu okula o göndermelidir. (ÇoÄŸunlukla anneler bu görevi  kolay baÅŸaramaz..)

        Bazı durumlar,hariç çocuk okuldan kaçarsa tekrar okula götürmeli ve özellikle okulda hangi durumlarda kimden nasıl yardım alacağı öÄŸretilmelidir.

        Okul baÅŸarısının ÅŸimdilik önemli olmadığı anlatılmalı ,sıkıntılar anlayışla karşılanmalı ama okula gitme konusunda ödün verilmemelidir. Son dakika uyarılarından  kaçınılmalı (aman .....lara dikkat et!.,sakın .....yapmayı unutma !..gibi.),Çocuk okula götürüldüÄŸünde vedalaÅŸmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doÄŸal olduÄŸu hissettirilmelidir.

        Hastayım diye okula gitmediÄŸi gün evde yatağında yatıp hasta muamelesi yapılmalı, gezmesine, oyun oynamasına izin verilmemeli, sen hastasın yatman gerekiyor denilmelidir.

        Anne okulla ilgili endiÅŸesini, tedirginliÄŸini çocuÄŸa yansıtıp hissettirmemeli,bu durumun  problemi daha da  büyüteceÄŸini bilmelidir.

        ÇocuÄŸun endiÅŸeleri, kaygıları ve duyguları üzerinde konuÅŸmak, çocuÄŸa okulun amacını açıklamak, ona günün nasıl geçeceÄŸini anlatıp,okul bitiminde saat kaçta ve nerede buluÅŸacakları konusunda bilgi vererek sözde durmak çocuÄŸun; hem sıkıntısını paylaÅŸmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını saÄŸlayabilir.

 

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist & Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

ÅžirinyalıMh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

0 (242) 316 98 99

0  532  747 04 45

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu