drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
YAÅžLILARDA PSÄ°KOTERAPÄ°LER
YAÅžLILARDA PSÄ°KOTERAPÄ°LER

YAÅžLILARDA PSÄ°KOTERAPÄ°LER"YaÅŸlılarda ölümden korkmamaya yetecek kadar benlik bütünlüÄŸü olursa, çocuklar da yaÅŸamdan korkmayacaklardır."Ericson

65 yaÅŸ üstü geriatrik (yaÅŸlı) nüfus grubunda deÄŸerlendirilmektedir.

Yaşlılığı işe yaramazlık, yalnızlık ve bağımlılık olarak tanımlayan yaşlı oranı %55,4 bulunmuştur. Bu durum depresyonla ilişkilidir.

Bu yaÅŸlarda özellikle artış gösteren KALP HASTALIKLARI, HÄ°PERTANSÄ°YON, ÅžEKER HASTALIÄžI, AÄžRILAR, NÖROLOJÄ°K HASTALIKLAR... gibi rahatsızlıklar da fiziksel yetersizlikle ilgili düÅŸünceler ortaya çıkarabilir.

Aile içinde rol ve iliÅŸkilerin deÄŸiÅŸmesi; eÅŸ, arkadaÅŸ gibi yakınların kayıpları ya da bu olasılıkların farkına varmak bu dönemde bazı ruhsal sıkıntıların ortaya çıkmasını kolaylaÅŸtırır.

YaÅŸlı bireyin edilgen, önemsiz, çaresiz bir duruma gelmesine yol açarak benlik saygısını sarsan emeklilik, yaÅŸamı üzerindeki kontrolünü kaybettiÄŸini duyumsatan, artık sahip olmadığı eski görünümü için yas tutmasına neden olan fiziksel hastalıklar ve biliÅŸsel yetilerindeki bozulmalar, ayrılık boÅŸanma ya da ölümle boÅŸalan yuvasında karşı karşıya kaldığı yalnızlık ve kendi ölümlülüÄŸünün yarattığı tehditterapi sürecinde ele alınacak temel konulardır.

BELÄ°RTÄ°LER:

  • Depresyon en sık görülen psikiyatrik rahatsızlıktır
  • YoÄŸun içsel sıkıntı, yerinde duramama
  • Hafif tedirginlik ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar bunaltı deÄŸiÅŸik yoÄŸunluklarda yaÅŸanabilir.
  • Kaygılar, endiÅŸeler
  • Uyku bozuklukları,
  • Hafıza sorunları,
  • Kaygı bozuklukları
  • Huy deÄŸiÅŸiklikleri,
  • Aşırı alınganlık
  • Derin üzüntülü bir duygudurum
  • DeÄŸersizlik,
  • Küçüklük,
  • Ä°steksizlik,
  • Karamsarlık
  • Fizyolojik iÅŸlevlerde, konuÅŸma ve hareketlerde yavaÅŸlama
  • Durgunluk

YAÅžLI NÜFUSTA ARTIÅžLA BÄ°RLÄ°KTE ARTAN DESTEK Ä°HTÄ°YACI

Sosyo-kültürel ve saÄŸlık alanında geliÅŸimlerin sonucu olarak 65 yaÅŸ ve üstü grup dünyada ve ülkemizde her yıl biraz daha geniÅŸlemektedir.

 Dünya genelinde 1950–2000 yılları arasında ortalama yaÅŸam süresi 20 yıl artarak 66 yıla ulaÅŸmıştır. Gelecekteki 50 yıl süresinde ortalama yaÅŸam süresinin 10 yıl daha artarak 76 yıla ulaÅŸacağı tahmin edilmektedir.

Ayrıca 2002 yılı itibariyle 600 milyon dolayında olan yaÅŸlı nüfusun 2050 yılında 2 milyara ulaÅŸması ve yaÅŸlı nüfustaki artışın daha çok geliÅŸmekte olan ülkelerde meydana gelmesi tahmin edilmektedir.

GeliÅŸmekte olan ülkemizde ise geçen yüzyılın ikinci yarısında ölümlerde belirgin azalma saÄŸlanarak 65 yaÅŸ ve üzerindeki nüfusun artığı görülmüÅŸtür. Bu geliÅŸmeler ışığında, 2002 tarihi itibariyle 3,5 milyon dolayında olan yaÅŸlı sayısının 2010 da 5 milyon, 2020 de 7–8 milyon, 2050 de ise 12 milyona ulaÅŸacağının hesaplandığı belirtilmiÅŸtir.

Ülkemizde bu rakamsal veriler dikkate alındığında yaÅŸlılara yönelik saÄŸlık düzenlemeleri önem taşımakta yaÅŸlıların saÄŸlıklı bir ÅŸekilde yaÅŸamlarını sürdürebilmeleri açısından fiziksel aktivitelerin ve egzersizlerin gerekliliÄŸi ön plana çıkmaktadır. 

YAÅžLILIK PSÄ°KOTERAPÄ°SÄ°NDE GENEL YAKLAÅžIMLAR

  • Çalışmalar yaÅŸlıların sosyalizasyonlarını arttırmaya yönelik, fiziksel aktivite ve egzersizleri kapsayacak sosyal, kültürel programların düzenlenmesinin yaÅŸlıların depresyon ve kaygı düzeyleri üzerinde olumlu etkileri olacağını bildirmektedir.
  • YaÅŸlılarda standart psikoterapi yaklaşımları psikodinamik psikoterapi, destekleyici terapi, kognitif (biliÅŸsel) terapi, grup tedavileri ve aile terapisi olarak sıralanmaktadır.
  • Hastaların duygularını kontrol etmesini saÄŸlamak, benlik gücünü ve umudunu desteklemek
  • Tedavi veren kiÅŸilerle ve yakınlarıyla olan iliÅŸkilerini desteklemek
  • Hastanın var olan tüm sorunlarını konuÅŸmak ve bu sorunları akılcı, amaca uygun ve çözümü yüreklendirici bir biçimde ele almalarını saÄŸlamak
  • DeÄŸiÅŸen koÅŸullara uyum saÄŸlamalarına yardımcı olmak
  • YaÅŸlılarda psikoterapinin etkili olabilmesi için hastaya uygun, yargılayıcı olmayan, yapılandırılmış, zamanla sınırlı, amaca yönelik nitelikte olmalıdır.
  • Psikoterapide hastanın yıkıcı dürtülerine karşı uyanık olma, hastalığı ile ilgili akılcı açıklamalar yapma, hastalığı süresince yaÅŸamı ile ilgili saÄŸlıksız kararlar almasını engelleme, yardıma ve güvene dayalı bir hasta-hekim iliÅŸkisi kurulmalı
  • Genel anlamda hastayı desteklemeye yönelik bir yaklaşım temel alınmalıdır
  • Hangi tür terapi uygulanırsa uygulansın yaÅŸa özgü bazı konular süreçte ele alınmak durumundadır.

DESTEKLEYÄ°CÄ° PSÄ°KOTERAPÄ°:

Li­teratürde psikanalitik yönelimli psikoterapilerin 45 yaÅŸ sonrası hastalarda çok yararı olmayacağı, bu yaÅŸtan sonra destekleyici terapilerin daha uygun olduÄŸu belirtilmektedir.

Destekleyici psikoterapi konusunda en yanlış tutum onun basit ve kolay bir uygulama sanılmasıdır. Oysa hasta­dan ve yakınlarından alınan düzgün ve yeterli bir öykü ve hastanın psikodinamikleri hakkında net bir kavrayış olma­dan destekleyici psikoterapi stratejileri geliÅŸtirilemez.

Amacı içgörü deÄŸil o sıradaki sıkıntılarla yüzleÅŸirken varolan baÅŸa çıkma mekanizmalarını desteklemek, hastayı yeterli bir durumu getirmektir.

Uyum saÄŸlayıcı savunmalar güçlendirilirken uyumsuz bir savunmanın yerine geçirilebilir. Terapistin hastada pozitif duyguları geliÅŸ­tirmesi yani güven duygulan oluÅŸturulması ÅŸarttır.

Ä°lerleyici tipte organik beyin rahatsızlığına baÄŸlı yı­kımları olan, bir fiziksel hastalığın terminal döneminde duygusal sorunlar yaÅŸayan yaÅŸlılara destekleyici psikotera­pi sıklığını, bilinç deÄŸiÅŸiklikleri gibi ortaya çıkan akut sorunların yarattığı gereksinimler tesbit eder.

Terapist hastayı rahatlatırkenve artık bazı kapasitelerinin azalmış ve bağımlılık gereksinimlerinin artmış olduÄŸunu kabul ve tolere etmesine yardımcı olur. Bakım verenleri aydınlatmayı amaçlar.Terapist danışman rolündedir. Problem çözmede bir hareket yönü belirleyerek ve hastayı o yönde destekleyerek, kiÅŸilerarası veya çevresel problemlerinin üzerinde konuÅŸarak ona yar­dımcı olur. Açıklamaları gerçeÄŸe yönlendirmeye doÄŸrudur.

Çözümleri hastanın ÅŸartlarına ve sınırlarına göre düÅŸünür. Burada terapist bir öÄŸretmen gibi hareket etse de en iyi çözüm hastanın kendi çabaları ile çözüme gitmesidir.

Destekleyici psikoterapinin rehberlik türünde iÅŸin içi­ne giren duygusal faktörler o kadar büyüktür ki yaÅŸlının egosu bu faktörlerin rolünü ve doÄŸasını anlayıncaya kadar etkin bir biçimde görevini yapamaz. Rahatsızlık yaratan duygular yüzünden hasta çözümü bulmakta zorlanır. Problemi açığa çıkarmak için suç, korku veya öfkeyi bertaraf etmek gerekir. Böylece terapistin empatisi ve desteÄŸi ile hasta yeni bir duygusal perspektif kazanır.

Åžiddetli depresyonu olan hastalarda ise destekleyici terapi açıkça yapılmaz, hastaya gizli destek verilir. Böylece hasta iyileÅŸtiÄŸinde bunun kendi baÅŸarısı olduÄŸunu düÅŸünür ve hastalığı yüzünden kimseye borçlu kalmaz. Åžüphesiz hasta ve terapistin ikisi de temelde bundan daha fazla bir ÅŸey olduÄŸunu bilirler fakat bu bilgi söylenmeden kalır.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist & Psikoterapist

CETAD Antalya Temsilcisi

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

ÅžirinyalıMh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 (242) 316 98 99

facebook.com/antalyaterapipsikiyatri

https://twitter.com/DrSevilayZorlu


Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu