drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
YEME BOZUKLUKLARI
ANOREKSÄ°A-BULUMÄ°A (YEMEME-KUSMA)

             YEME BOZUKLUKLARI “0″ BEDENÄ° YAKALARKEN…

            Yeme Bozuklukları anoreksiya nervoza , bulimiya nervoza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluÄŸu gibi psikiyatrik hastalıkların içinde yer aldığı bir tanı grubudur. Bu hastalıklar ruhsal kaynaklıdır ve bedensel belirtiler ön planda gibi görünse de ciddi ruhsal sorunlarla birliktedir.Tüm psikiyatrik hastalıklar içinde en ölümcül olanlarıdır. Özellikle anoreksiya nervozalı hastalar daha fazla risk altındadır. Ä°yi örgütlenmiÅŸ yeme bozukluÄŸu kliniklerinin olduÄŸu ülkelerde bile, anoreksiya nervozalı  hastaların yaklaşık % 10’u  bu hastalıktan dolayı ölmektedir.

            Anoreksiya nervoza için en riskli yaÅŸlar 14 -15 yaÅŸlarıdır. Genelde ergenlik döneminde baÅŸladığı bildirilir ancak çok ender de olsa 9 yaşında ve menopoz sonrası kadınlarda baÅŸladığı bildiren çalışmalar vardır. Bulimiya nervoza için ise tipik baÅŸlangıç 18-19 yaÅŸ arasıdır.          

            ANOREKSÄ°YA NERVOZA temel belirtileri;  zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korku, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesidir.  Hasta kilo kaybetme amacıyla özel davranış biçimleri geliÅŸtirir. Hastaların yaklaşık yarısı bütün yiyecek alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybeder. Bazıları yoÄŸun egzersiz yapar. Hastaların diÄŸer yarısı sıkı diyet uygular, ara sıra kontrol kaybederek tıkınırcasına yemek yer ve ardından bu yediklerini kusarak çıkarır. Hastalar aldıkları besinlerin kilo yapıcı etkisini azaltmak için laksatif (ishal yapıcı) , diüretik (su atıcı) gibi ilaçlara da baÅŸ vurabilirler. Sonuçta hasta, saÄŸlığını tehdit edecek ölçüde zayıflamıştır.

            BULÄ°MÄ°YA NERVOZA aşırı yeme atakları  ve ardından gelen kusmaların ön planda olduÄŸu bir yeme bozuklukları tablosudur. Hasta yine zayıf bir beden sahip olmak istediÄŸi için anoreksiya nervozadaki gibi yediklerini dışarı atmak, kalori yapıcı etkilerini gidermek için çeÅŸitli yollara baÅŸvurur. Ancak bu tabloda farklı olarak hasta hafif kilolu ya da normal beden ağırlığındadır.
            Genç kızlarda anoreksiya nervozanın binde bir, bulimiya nervozanın  yüzde bir  olduÄŸu bildirilmektedir. Erkeklerde seyrektir. Klinik örneklerde erkek kadın oranı,1/10 dur.

            YEME BOZUKLUKLARININ NEDENLERÄ° NELERDÄ°R?

           Hastaların aileleri onların önüne yüksek standartlar koymuÅŸlardır. Onlar da her zaman doÄŸru olanı yapmaya çalışmışlar ve mükemmel bir çocuk olmaya güdülenmiÅŸlerdir. Aileler, çocuklarının bağımsızlık kazanma isteklerine karşı güçlü bir direnç göstermiÅŸlerdir. Çocuklarına karşı aşırı koruyucu ve düÅŸkündürler. Son derece katı ve sorunların çözümünde baÅŸarısızdırlar. Çocuklar, bağımsız bir yetiÅŸkin olmakta güçlük çekmiÅŸlerdir. Aileleri aşırı koruyucu oldukları için, etkili deÄŸildirler ve yetersizlik duyguları içindedirler. Anorektiklerde tek bir kiÅŸilik olmadığı görülse de, onlar genelde aşırı itaatkar, duygusal açıdan tutuk ve bağımlıdırlar.

            Anoreksiya nervozanın baÅŸlangıç yaşı göz önüne alınırsa hastalığı ergenlik deÄŸiÅŸimleri ve bu deÄŸiÅŸimlere uyum saÄŸlamaktaki yetersizlikle açıklamak uygun gelebilir. Yine bu hastalıkların belirgin bir ÅŸekilde kadınlarda daha çok görülmesi hastalığın geliÅŸiminde kadınlık psikolojisinin önemini vurgulamaktadır. Sosyal deÄŸiÅŸimler de özellikle bulimiya nervozanın geliÅŸiminde rol oynamaktadır.

            Bu bozuklukların geliÅŸimi için güncel açıklamalar çok yönlüdür, diyet yapma davranışının yeme bozukluklarının geliÅŸimine yol açan ortak uyarıcı olduÄŸu vurgulanmaktadır. Modern toplumlarda ince bedene sahip olmak kabul görmektedir. Ä°steyerek diyet yapanların çoÄŸunluÄŸu daha çekici olma amacındadır. Çevre ve kültür de bu hastalığın geliÅŸiminde önemli bir rol oynar. Kültür, kadınların önüne “ideal bir beden ÅŸekli” koyar. Ä°deal beden ölçüleri, “baÅŸarı”, “güzellik”, “saygınlık” gibi anlamlar kazanır. Oysa kadının beden ağırlığı, saÄŸlık ve beslenme koÅŸulları geliÅŸtikçe artmaktadır. Dolayısıyla ideal beden ÅŸekli ile kadınların gerçek görünümü arasında ciddi bir çatışma baÅŸlar

            Ä°steyerek diyet yapanların bir diÄŸer grubu mankenler, dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iÅŸ yaÅŸamlarında rekabetin önemli olduÄŸu kiÅŸilerdir ve yeme bozuklukları geliÅŸtirme riskleri yüksektir. Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle baÅŸa çıkamayıp, çatışma yaÅŸadıkları ve bedensel uÄŸraÅŸlara yönelerek diyet yaptıkları varsayılmaktadır.

            BÄ°R ANOREKSÄ°YA NERVOZA HASTASI NASIL DÄ°KKATÄ° ÇEKER?

            Hastalar karbonhidrat ve yaÄŸ içeren gıdalar baÅŸta olmak üzere gıda alımını tamamen azaltır. Aşırı hareketli olabilir veya egzersiz yaparlar. ÇoÄŸunluÄŸu gıda ile zihinsel düzeyde uÄŸraşır, yemek tarifleri toplar, aileleri için özel yemekler yapar. Karbonhidratlı yiyecekleri saklar, cepte, çantada taşıyabilir. Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakar. Bazıları kendini tamamen ÅŸiÅŸman algılarken bazıları zayıf olduÄŸunu, ancak karın, baldır, kalça gibi bazı bölgelerin ÅŸiÅŸman olduÄŸunu kabul eder. Zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiÄŸinin farkına varmaz. Kendilerinin etkisiz olduÄŸunu hisseder, kilo kaybetme etkileyici bir baÅŸarı demektir ve öz saygıları ile kontrol duygusunu güçlendirir. Kendilik deÄŸerleri zayıflıklarına baÄŸlıdır. Tedavi talebi azdır. Sıklıkla cinsel uyum kötüdür. ÇoÄŸu anorektik ergenin psikososyal cinsel geliÅŸimi gecikmiÅŸtir ve eriÅŸkinlerde hastalığın baÅŸlaması ile cinselliÄŸe ilgi çok azalmıştır.

            BÄ°R BULÄ°MÄ°YA NERVOZA HASTASI NASIL FARK EDÄ°LÄ°R?


            Bulimiya nervoza genellikle bir yıl ya da daha uzun süreli diyet yaptıktan sonra geliÅŸir. Diyet yaparak kilo kaybedilir veya baÅŸarılı olunamaz, ancak kilo kaybı, asla anoreksiya nervoza tanısı koyduracak nitelikte deÄŸildir. Yemeyi kısıtlama,tıkınma atağına yol açabilir, bunlar da karında rahatsızlık hissi, kendini kusturma veya sosyal çevrenin baskısı ile sonlanır. Tıkınma atağını sıklıkla suçluluk duygusu, depresyon ve kendini eleÅŸtirme takip eder. Bazı hastalar kilo kontrolü için  müshil kullanır ve tıkınma,uzun süre aç kalma ardışık olarak yinelenir.Az sayıda hasta  su atıcı ilaçlar  kullanır. Tıkınma sırasında yenilen gıda yüksek kalorili ve hızlı yemeyi kolaylaÅŸtıracak yapıdadır. Hastalarda kilo dalgalanmaları sıktır. Tıkınma atağı ortalama 1 saattir. Bazı hastaların el sırtında kusmanın yol açtığı nedbeler vardır. Ä°ÅŸtah azaltmak için uyarıcı madde kötüye kullanımı olabilir. ÇoÄŸu hasta düzenli yemek yemez, normal bir yemek sonunda doygunluk hissetmekte zorluk çeker. Genellikle evde, tek başına yemeÄŸi tercih ederler. ÇoÄŸunluÄŸu normal ağırlık aralığının üst sınırında veya hafif kilolu olmalarına raÄŸmen, ideal kilo olarak normal ağırlık aralığının alt sınırını tercih eder. Hastaların, yaklaşık % 10 u belirgin ÅŸiÅŸmandır. ÇoÄŸu hasta için tıkınma  nöbeti gerilim ve sıkıntıyı hafiflettiÄŸi için ödüllenmiÅŸ davranış olabilir. Sık olarak karmaşık, kiÅŸiler arası sorunlu iliÅŸkiler, dürtüsel davranışlar ve yüksek düzeyde kaygılı davranışlar sergilerler. Kendilik kavramları zayıftır ve mizaç bozuklukları görülme sıklığı yüksektir. Madde ve alkol kötüye kullanımı sıktır.  Hastaların dörtte birinde  gıda, giysi ve mücevher  çalma sorunu görülür.

            Bu hastalıklar vücuttaki pek çok organı ve bu organların iÅŸleyiÅŸini olumsuz biçimde etkiler. Bu nedenle de çeÅŸitli tıbbi sorunlar ortaya çıkar:

  • Kalp ve damar sistemi: Tansiyon düÅŸüklüÄŸü, nabız sayısının azalması, kalp ritm bozuklukları, kalp kasının erimesi, elektrolit bozuklukları nedeniyle ani kalp durmaları en önde gelenlerindendir.
  • Sindirim sistemi: Kusmalara baÄŸlı yemek borusu hasarları, hatta yırtılmaları, ÅŸiÅŸkinlik, kabızlık, müshil kullanımına baÄŸlı barsak bozuklukları
  • Hormonal deÄŸiÅŸiklikler: Adet düzensizlikleri ve adetlerin kesilmesi
  • Kemikler : Kemik erimesi (osteoporoz), kemiklerde çabuk kırılmalar
  • DiÅŸler : DiÅŸ minelerinde erime, çürükler
  • Kansızlık ve vücudun savunma hücrelerinin azalması

            TEDAVÄ°SÄ°

            Tedavi psikiyatri uzmanının öncülüÄŸünde, hastanın durumuna göre dahiliye, kadın-doÄŸum, diyetisyen gibi diÄŸer tıbbi dallar ile iÅŸbirliÄŸine geçilerek yapılmalıdır. Tek bir tedavi yaklaşımından çok bir çok yaklaşımın bir araya geliÅŸi ile hastaya yardımcı olmak uygun olur. Psikoterapi vazgeçilmezdir, aile ile iÅŸbirliÄŸi ve ailenin tedaviye doÄŸru katılımı önemlidir. Tedavideki ilk hedef genellikle tedavi talebi az olan hastanın tedavi iÅŸ birliÄŸi yapmasını  saÄŸlamaktır.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 242 316 98 99 



Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu