drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
ergen ve kimlik
ERGEN VE KÄ°MLÄ°K

 KÄ°MLÄ°K GELİŞİMÄ°

    Ergen bir yandan dönemine iliÅŸkin sorunlar yumağı içinde bocalarken diÄŸer yandan kimliÄŸini bulma çabası içindedir.

   YetiÅŸkinliÄŸe saÄŸlıklı geçiÅŸin en önemli koÅŸulu kimlik kazanmadır. KimliÄŸin oluÅŸması süreci ergenlikten çok önce baÅŸlar ve önceki dönemlerde baÅŸarılı sonuçlar alınmış olması, yetiÅŸkin kimliÄŸine geçiÅŸi de kolaylaÅŸtırır.  Bedeni, çok kısa bir süre içinde yetiÅŸkin görünümü alan ergen, artık çocuk gibi davranmayacağını anlar ve “Ben kimim?” “YaÅŸamdaki amaçlarım neler olmalı?” gibi sorularla kendini sorgular; geleceÄŸe dönük kararlar almaya ve benliÄŸini oluÅŸturmaya baÅŸlar.

   Kimlik geliÅŸimi dinamik bir süreçtir ve ergenlik döneminden sonra daha ileri yaÅŸlarda da deÄŸiÅŸmeler gösterir ancak bu deÄŸiÅŸmeler sınırlıdır ve yüzeyde kalır. Kimlik duygusundan söz etmek; bireyin kendi yaÅŸayışından, yani birey olarak benzersiz  ve kendine özgü bir tarz içinde varolduÄŸunu ve bu tarzın süreklilik gösterdiÄŸini hissetmesinden söz etmek demektir. 

   Bedenin hızla büyümesini ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın izleyen ergen, deÄŸiÅŸmek, çocukluÄŸunu aÅŸmak, eriÅŸmek konumundadır. Çocukluk döneminin özdeÅŸimleri, çocuk rolleri, kardeÅŸ rolleri, öÄŸrenci rolleri, çekirdek kimlik gibi az çok yapılaÅŸan ruhsal birimler ergenlik döneminde yeniden sorgulanır. Bu sorgulamalar kazanılan bazı alışkanlıkların  deÄŸiÅŸim gerekliliÄŸini de beraberinde getirir. Tutarsız davranışlar yerleÅŸmiÅŸ olan bu alışkanlıkların yerlerine yenilerinin kazanılması sonucunda ortaya çıkar. Ergenin yeni gereksinmelere doyum getiren, aynı zamanda toplumsal kurallarla çeliÅŸmeyen davranışlar kazanıncaya kadar pek çok yanılgılar içine düÅŸmesi doÄŸaldır. Yeter ki normal gitmeyen koÅŸullar altında kendi yolunu bulması için gerekli savaşım gücünü kaybetmesin.

   Ergenler bazen bireysel kimliklerinden vazgeçerek anne ve babanın istediÄŸi ya da toplumun beÄŸenisini kazanacaklarına inandıkları bir kimliÄŸe bürünürler. “terbiyeli kız”, “akıllı oÄŸlan” gibi. Yada bir sanatçı, sporcu gibi. Geçici kimlik ya da ödünç kimlik gerçek kimliÄŸin geliÅŸebilmesi için gerekli ortam ve zamanın kazanılmasını saÄŸlamada yararlı olabilir. Ancak bu durumun sürekliliÄŸi gerçek kimliÄŸin ortaya çıkmasını güçleÅŸtirebilir.

Kimlik Yapılanmasında Toplumun etkisi: 

  Erikson’a göre kimlik toplumsal deÄŸerlerden çok etkilenmektedir ve kimlik yapılanması çocukluk, ergenlik dönemlerinde özdeÅŸleÅŸilen, örnek alınan tasarımların, rollerin, deÄŸerlerin bir birleÅŸimidir. Çocuklukta kabul edilen ve benimsenen deÄŸerler bu dönem de özdeÅŸleÅŸilen rollerle bütünleÅŸir. Böylece kalıcı bir kimliÄŸin yapılanması tamamlanır.   Ergenler ısındıkları, benimsedikleri, ülküleÅŸtirdikleri deÄŸerleri benimser ve içlerinde bütünleÅŸtirirler.

   Bir genç kendi gözüne olumsuz görünen yanlarını kabul etmeyi, bu yanları kendi çevresi tarafından kabul edildiÄŸi oranda becerebilir. Çevreden beklediÄŸi desteÄŸi ya da tanınmayı alamamak   kendi kiÅŸilik yapısına yönelik saldırganlığını kaçınılmaz olarak artırır. Dolayısıyla kendi ile ilgili tasarımlarındaki çatlak giderek kapanacağı yerde derinleÅŸir.  

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

    Bu yaÅŸlarda cinsellik yerleÅŸtiÄŸi halde iyice tanımlanamaz. Ergen ne olacağını hala bilmemekte, kimi istediÄŸini, neyi istediÄŸini tam olarak saptayamadan çekiciliÄŸi ve kapılmayı belli belirsiz anlamaya çalışmaktadır. Bu çekicilik ve kapılma bazen aynı yaÅŸlarda karşı cinse, bazense aynı cinsten bir dosta (bu geçici homoseksüel endiÅŸelere neden olur), bazen öÄŸretmene, bazen de birtakım yıldız sanatçılara olabilir.

    Ergenlikte cinsel nesne seçiminin baÅŸarılabilmesi için önemli güçlükler arasında  anne babadan uzaklaÅŸmakta önemli bir rol oynar. Erkek çocuÄŸun cinsel geliÅŸiminde anne ile baÄŸlılık derecesi, baba ile kurduÄŸu özdeÅŸim önemlidir. Kız çocukların cinsel kimliÄŸinin geliÅŸmesinde anne kadar babanın da önemli bir rolünün olduÄŸunu ve iyi bir baba kız iletiÅŸiminin kızlarda kadın kimliÄŸini daha rahat benimsemelerine yol açtığı saptanmıştır.

  Özellikle  ergenliÄŸin ilk dönemlerinde, ergenler arasında “homoseksüel olabileceÄŸi korkusu” bilinenden çok daha yaygındır. Bu durum normal cinsel geliÅŸimin bir parçası olabileceÄŸi gibi baÅŸka problemlerinde öncüsü olabilir. Bununla birlikte ergenlik döneminde cinsel eÄŸilimlerin ve isteklerin sevgi gibi, sıcaklık gibi, yakınlık kurma gibi isteklerle karışabileceÄŸi ve bu durumun kaygıyı daha çok artıracağı unutulmamalıdır.

   ErgenliÄŸin ilk yıllarında karşı cins ile iletiÅŸimde daha temkinli ve çekingen davranan genç,  ileriki yıllarda yavaÅŸ yavaÅŸ cinsel isteklerini kendi denetimi altında tutabilmeyi öÄŸrenmeye ve cinsel kimliÄŸini özümlemeye baÅŸlamaktadır. Böylece genç birey ergenlik öncesinde olduÄŸu gibi, karşı cinsi reddetmemekte ve karşı cinse ilgisini gizlememektedir. Aksine karşı cinsin beÄŸenisine bir gereksinim duymakta  ve saÄŸlıklı bir geliÅŸim içerisindeyse karşı cinse olan ilgisini gizleme gereÄŸi duymamaktadır.  

   ERGENLÄ°KTE BÄ°LÄ°ÅžSEL GELİŞİM 

   Bedensel ve cinsel deÄŸiÅŸimlerle birlikte ergenler zihinsel yeteneklerinde de deÄŸiÅŸim yaÅŸarlar. BiliÅŸsel geliÅŸim ergenlerin yalnız kendilerini, ailelerini, arkadaÅŸlarını ve öÄŸretmenlerini deÄŸil, dünyalarını görme biçimi üzerinde uzun süreli etkiler taşır. Ergenlerin düÅŸünme süreçleri deÄŸiÅŸir. Gittikçe artan biçimde geleceÄŸe yönelik ve soyut düÅŸüncelerle ilgili olurlar. Ä°dealizm kazanır. Cinsellik, ahlak, din gibi konularla ilgili gerçekten kendilerine ait bir deÄŸerler takımı edinirler. 11-12 yaÅŸ dolaylarında baÅŸlayan mantıksal düÅŸünmenin yetiÅŸkinler düzeyine ulaÅŸtığı bu döneme soyut iÅŸlemler dönemi denir.

   Ergenin geleceÄŸe yönelik planlar yapabilmesi, davranışlarını eleÅŸtirebilmesi, deÄŸerler sistemini olgunlaÅŸtırabilmesi ve kendini tanıyarak kabul edebilmesi soyut düÅŸünme yeteneÄŸinin kazanılmış olmasını gerektirir. O nedenle okullarımızda çocuÄŸu ilgilendiren konular üzerinde soyut düÅŸünme yeteneÄŸinin sınırlarını geniÅŸletici tartışmalara yer vermek, onları ders dışı okumalara yöneltmek ve okunanları deÄŸerlendirmek vazgeçilmez etkinlikler olmalıdır.

Ergenin ben merkezciliÄŸi;

Benmerkezcilik biliÅŸsel geliÅŸimin her devresinde farklılık gösterir. Ergendeki bedensel ve cinsel deÄŸiÅŸimler sonucu çevrelerindeki insanların kendi davranışları ile görünümleriyle kendileri ilgilendiklerini ve her zaman ilgi odağı olduklarını kabul etmeye baÅŸlarlar. Ergenler gittikçe kendi yarattıklar bir hayali seyirci kitlesiyle çevrilirler. Bu düÅŸünceye inandıkları için benlik bilinci artar ve kendilerine hayran olma ile kendilerini eleÅŸtirme arasında gidip gelirler. Bu tutum ergenleri kendi kendilerine yarattıkları baÅŸkalarından önemli oldukları düÅŸüncesiyle (hayali seyirci) özel veya biricik olduklarını hissetmeye götürür. Kimsenin kendisi kadar acı çekemeyeceÄŸini ve bu kadar mükemmel duygular yaÅŸamayacağına inanır. Sonunda ergenler gerçekte herkesten farklı olmadıklarını ve insanların kendilerini seyretmek için var olmadığını fark etmeye baÅŸlarlar. Ben merkezcilik yerini doÄŸruları ve yanlışları dengeleyen daha gerçekçi bir benlik kavramına bırakır.

 


Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu