drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARINA YÜKLEDİKLERİ ROLLER
BEKLENTÄ°LER VE YÃœKLENEN ROLLER

Rahat uyuyan çocuk önemsendiÄŸi, doygun ve güvende olduÄŸu iletilerini verir bizlere. Güçsüz, korumasız, çevrenin desteÄŸine bağımlı çocuÄŸun saÄŸkalımı beslenme ve korunmasıyla güvence altına alınır çevre tarafından. Güvence ebeveynden çocuÄŸa yönelik bakımla saÄŸlanır. Ebeveynden çocuÄŸa ara vermeyen bu akışta çocuÄŸun “salt alan”, ” ebeveynin “salt veren “konumda olduÄŸu varsayılır. Akışın biçimi, ölçüsü, süresi çocuÄŸun doygunluÄŸu kadar geliÅŸimin de belirleyicisidir. ÅžiÅŸman çocuklarda annenin “Ne zaman doyacağını sen deÄŸil ben belirlerim!” yaklaşımı ile sömürücü annelerin çocukta “kuÅŸkuya” neden olması, bakımın doyum ve güvence vermesi dışında, ruhsal geliÅŸimi etkilemesinin de kanıtlarıdır.
Öte yandan çocuÄŸun da ebeveyne destek verdiÄŸi, duyum kaynağı olduÄŸu, hatta ebeveynlerin savunmalarında iÅŸlevler üstlendiÄŸi biliniyor. Ebeveynden çocuÄŸa yönelik akış aslında tek yanlı deÄŸil. Çocuklarına verdikleri roller ve çocuklarından beklentileri ebeveynleri doyum kaynaklarını çocuklarında arama konumuna sokuyor. Akışın yönü böylece çocuktan ebeveyn yönünde deÄŸiÅŸiyor ve bu kez ebeveyn “alıcı”, çocuk istenci (iradesi) dışında “verici” rolünü üstleniyor.

Çalışmamda ebeveynin de alıcı olduÄŸu konumlar, çocuktan ebeveyne yönelik akış araÅŸtırılacaktır.

Thyson (2001 s. 208) kiÅŸinin kendisiyle ilgili ideal tasarımlarını çocukken mükemmel, yüce, tümgüçlü algılanan ebeveynlerle henüz bir yaşındayken yaptığı deneyimlerle kazandığı görüÅŸünde. Ebeveynle ilgili mükemmel, tümgüçlü, yüce tasarımlar (imgeler) uzun sürelidirler, içselleÅŸtirilir ve bu özelikleriyle öznenin zaman içinde; önce kendisini, sonra çevresindeki kiÅŸileri ve ergenlik evresinde ebeveynlerini deÄŸerlendirdikleri ölçülere dönüÅŸürler. Hem kiÅŸinin kendisinin, hem çevresindekilerin hem de ebeveynlerin gerçeÄŸe yakın ve hoÅŸgörülü bir yaklaşım yerine ideal ve acımasız ölçülerle deÄŸerlendirilmeleri gibi bir çarpıklığı burada vurgulamak isterim.

Çocukların ebeveynin bu özelliklerini içselleÅŸtirmeleri ve kendilerine ebeveyn gibi davranmaları dönüÅŸümün bir sonucudur. BaÅŸka bir sonucu ise ebeveynlerin beklentileri ve yükledikleri rollerle çocukların özdeÅŸleÅŸmeleri, onları içselleÅŸtirmeleri ve eksiksiz yerine getirme çabalarıdır. Böylece çocuk ideal ve mükemmel ebeveynin ideal bir uzantısı konumuna girer.

Bu nedenle çocuktan beklentiler, ona verilen görevler ve yüklenen roller aile dinamiÄŸinin etkisindedirler. Beklentiler ve roller, ebeveynin kiÅŸilik yapıları ile onların aile dinamiÄŸi içindeki yer, güç ve baskınlıklarına bağımlı olarak belirlenir, deÄŸiÅŸir, çeÅŸitlenir.

Özetle çocuÄŸa yüklenen beklenti ile rollerin içerik ve amacını aile dinamiÄŸi ile anne ve babanın bu dinamik içindeki yerleri, bireysel özellikleri belirler. Sevmeyen, konuÅŸmayan, küsen ya da cezalandıran ebeveyn, çocuk için “beklenti “ ve “rolleri” yerine getirmesini zorlayan en büyük uyarıdır, çoÄŸu kez tehdittir.

Sevmeyen, küsen, ya da cezalandıran ebeveyn imgeleri içselleÅŸtirilirse ve bu içselleÅŸtirme sonucu çocuk da kendine sevmeyen, küsen, cezalandıran ebeveyni gibi davranmaya baÅŸlar.


Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu